Kızımla baş başa geçireceğimiz 1 yılı daha resmileştirdim geçen gün. En başından beri hayalim, hedefim buydu. Kızımıza 3 yaşına kadar kendim bakacak, bunun için işten uzun süreli izne ayrılacaktım. İkimizin de birbirine ihtiyacı vardı özellikle bu yaş döneminde. İlk 2 sene doğum iznim olarak ücretsiz izin aldım. Bu sene ise 5 yıllık memuriyet hizmetini tamamlayan memurlara 1 yıl süre ile verilen ücretsiz izne ayrılacaktım. (Toplamda 12 ay olan bu izin süresini en fazla ikiye bölerek kullanabiliyorsunuz.)
Ancak bir süre önce bende bazı değişiklikler vuku buldu. İpek 2 yaşına geldiğinde, verdiğim kararı incelemeye aldım. Acaba işe dönmeli miydim? 2 yaşla birlikte( hatta daha önce gelen ) hayatımıza giren 2 yaş dönemi, krizi ya da sendromu beni beklediğimden fazla sarstığından mı, her ne kadar gezmemden tozmamdan, arkadaş görüşmelerinden yoksun kalmasam da, çalışma hayatında olduğum gibi sosyalleşemediğimden mi, senelerdir çalışma hayatında olmanın ve sonrasında geri çekilmenin getirdiği afallamadan mı bilmem ama bu soru beynimin içinde yankılanmaya başladı okulların açılmasına az bir zaman kala.
Yalnız ufak bir sorunumuz vardı: İpek'e kim bakacaktı? Aileden bakacak durumda kimsenin olmayışı, benim kızımı bakıcıya emanet edemeyişim, bu yaşta kreşe filan da göndermek istemeyişim önümüzde kocaman bir engeldi. Uzun uzun düşündüm ve kafamda bazı senaryolar şekillendi. Eve güvenilir, (tanıdık ve tavsiye üzerine olanlardan muhakkak) bir bakıcı alınacak, İpek bu yeni gelen kişiyi sevecek ve alışacak, bu gelen kişi aynı zamanda evde iş miş de yapacağından evim temiz ve düzenli olacak, okuldaki derslerim de yarım güne göre programlanacak ve eve gelince kendime de zaman kalacak türden rüya misali senaryolar ürettim durdum. Sonra iş ciddiye bindi ve ben hakikaten yardımcı aramaya başladım. Öncelikle çevremdekiler tarafından şaşkınlıkla karşılandı kararım ancak son zamanlardaki psikolojim kararımı desteklemelerine sebep oldu. Sonunda, anneme çalışmaya gelen kadının tanıdığı bir kişi, iş için görüşmeye geldi. Çocuk bakmak isteyen, ev işlerinden de anlayan genç bir kızdı gelen. Önce denemek istedim. Henüz iznim devam ettiğinden bir süre evde yanında olabilecek, duruma göre değerlendirip bir sonuca varabilecektim.
Yardımcımız işe başladı. Evin temizliği, toplanması gibi işlerde bana yardım ediyor, benim evde bir işim varsa İpek'le oynuyor, dışarıya çıkınca da ilgileniyor, benim de biraz rahat etmeme olanak sağlıyordu. Her şey iyi hoştu da ben evden gidince ne olacaktı? Yalnız kalacaklardı. Bu düşünce aklıma geldikçe kötü senaryolarla süslüyor, asla böyle bir şey olamayacağına kanaat getiriyordum. Kısa zamanda anladım ki benim kararım değişmemiş, yalnızca kendime acilen vakit ayırabilme ihtiyacım doğmuş ve beni buralara kadar sürüklemiş bu ihtiyaç. İşe yeni başlayan kıza da en başından bunun deneme olduğunu, kendine bu arada başka bir iş bakabileceğini söylemiştim. O da öyle yapmış. Başka teklif gelince değerlendirmek istediğini söyledi. Böylelikle bizim bakıcı maceramız 1 hafta bile sürmedi. Bana ne faydası oldu bu sürecin? İhtiyaçlarımın farkına varıp, çözüme odaklanmış oldum. İpek'e 3 yaşına kadar kendim bakacak, yanında olacaktım. Ama desteğe ihtiyacım olduğu da aşikardı. Ve bir başka fikir çıktı ortaya. Eşimin müdürlük yaptığı okul 2 yaştan itibaren çocuk alıyordu. Oyun grubu adında bir sınıfları vardı. En azından haftada bir iki gün İpek'i oraya götürecek, ben de bu arada kendime zaman ayıracak, İpek'i de benden tamamen ayrı vakit geçirmeye alıştırmış olacaktım. Bu çözüm sanki gökten mucize gibi inmişti. Peki neden onu okula bırakıp da işe başlamıyordum? Bu mümkün değildi. Lakin okul bize uzakta ve karşı yakadaydı. Okula servisle gitmek zorunda kalacak, belki de erkenden yollara düşecekti. Hem 2 yaşında her gün evinden ayrı olması fikrine de karşıydım. Ama bulduğumuz bu çözüm yolu her şeyi hallediyordu. Böylelikle İpek için seneye hazırlık olacaktı. Yavaş yavaş alıştırmak gibi.
Alınan yeni kararla birlikte (daha doğrusu ilk kararım ) okula gidip yeni izin dilekçemi verdim. Kızımla bir sene daha birlikte olacaktık. Bir daha geri gelmeyecek bu yılların kıymetini bilecek, çocuğumun en çok ihtiyaç duyduğu dönemde yanında olacaktım. Üstelik kendimi rahatlatacak bir çıkış yolu da bulmuştum. Tabii her şeyden önce, bunları yapabilecek imkanlara sahip olduğuma şükrediyor, her annenin çocuğuna istediği gibi bakabilme ve seçimler yapabilme imkanına sahip olmasını diliyorum.