02-08-2012
Her şeyin çocukla değiştiği gibi tatil
anlayışı da değişiyor. Yolculuk, gidilecek yer, konaklama şekli, hatta yenecek
yemeklere kadar... Bizim şimdiye kadar tercih ettiğimiz tatiller, bildiğimiz
otelde 1 hafta kadar kalmak ve macera istiyorsak bir kaç günümüzü de bilmediğimiz,
görmediğimiz bir yere bir kaç gün ayırmak şeklinde olurdu. Tabii bunlar
değişti. Küçük çocukla otelin tüm ihtiyaçlarımızı karşılamayacağını düşündük. Çocukla gidilecek yerin öyle bir oda şeklinde olmaması gerektiğini, geniş
yere mekana ihtiyaç olunacağını düşündük. Dışarıda geçirilen zamanın dışında kalan
zamanda küçük bir yerde çocuğu zapt etmek zor olurdu. Ev bu anlamda kolaylık sağlayacaktı.
Odaları, salonu, balkonu vs ile. Öyle mi oldu? Anlatacağım...
İlk önce seçilecek ev, maksimum konforu
sağlayacak şekilde olmalı. Tatilde iş yapmak iyice çekilmiyor. Nitekim bizim
bulunduğumuz evde bulaşık makinesi yok ve iki günde bulaşık makinesinin dünyanın
en önemli icadı olduğuna karar verdim. Çamaşır makinesi var. Olmalı mı?
Kalacağınız gün sayısına göre değişir. Eğer on günden fazla kalmayacaksanız,
yeteri kadar giysi getirerek sorun çözülür. çünkü çamaşır yıkanınca ütü derdi
de zuhur ediyor maalesef.
Bizim gibi 1 aya yakın kalmak isteyenler için evin rahatlığı
başka. Ama otelin konforunu da aramıyor değilim. Yemek gelsin, oda temizlensin,
senin de tek derdin denizdi, güneşti, kum temizliğiydi olsun.
Bizim tatilimiz 3 bölümden oluşuyor. 1.bölümü bugün bitiriyoruz. Anne, baba ve çocuk üçlüsünü içeren 1. bölümde epey zorlandığımı söylemeliyim. Kiralanan evin temizliğini yapmak ( her ne kadar evde temizlik önceden yapılmış olsa da ) tek kişiye o da bana kalıyor. Her şey elden geçiyor. Kap kaçak, tabak çanak kaynar sulardan geçiriliyor. ( takıntı belki ) Baba, çocukla ilgilenmekle ve evin alışveriş işine bakmakla yükümlü. Ayrıca çöpler çıkacak, ihtiyaçlar alınacak, unutulacak tekrar alınacak filan. Şu 5 günde az çalışmadık yani. ( Hani biz tatildeydik?) Denize girerken çocuğu denize alıştırma çalışmaları, ya anne ya babanın çocuğun yanında kalması gerekmesi sebebiyle denize de bir rahat girilememesi, arkadaşlarla akşam görüşmeleri, dışarı çıkma imkanı olmaması bu bölümün dezavantajları. İyi yanları ise daha az kişi daha az iş :)
Bizim tatilimiz 3 bölümden oluşuyor. 1.bölümü bugün bitiriyoruz. Anne, baba ve çocuk üçlüsünü içeren 1. bölümde epey zorlandığımı söylemeliyim. Kiralanan evin temizliğini yapmak ( her ne kadar evde temizlik önceden yapılmış olsa da ) tek kişiye o da bana kalıyor. Her şey elden geçiyor. Kap kaçak, tabak çanak kaynar sulardan geçiriliyor. ( takıntı belki ) Baba, çocukla ilgilenmekle ve evin alışveriş işine bakmakla yükümlü. Ayrıca çöpler çıkacak, ihtiyaçlar alınacak, unutulacak tekrar alınacak filan. Şu 5 günde az çalışmadık yani. ( Hani biz tatildeydik?) Denize girerken çocuğu denize alıştırma çalışmaları, ya anne ya babanın çocuğun yanında kalması gerekmesi sebebiyle denize de bir rahat girilememesi, arkadaşlarla akşam görüşmeleri, dışarı çıkma imkanı olmaması bu bölümün dezavantajları. İyi yanları ise daha az kişi daha az iş :)
Sıra geldi tatilin 2. bölümüne anne baba
çocuk üçlüsüne anneanne, teyze ve dayının katılımıyla başlayacak 2. bölümden
daha çok şey bekliyoruz. Bu açık. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek.
Elif Doğan’ın da kitabında( Annelik Toz
Pembe Değil ) söylediği gibi, “ Çocukla tatil yapılmaz. Dinlenilmez yorulunur,
mümkünse çocuksuz ikinci kısa bir tatil önerilir” Doğru söze ne denir? JJJ
1 yorum :
çocuğum yok ama,etrafımda gördüğüm manzaralardan çocukla tatil yapmanın dinlenmenin aksine insanı yorduğu aşikar :)
Yorum için açıklama