Gittiğimiz müzeye gelince; Sakıp Sabancı Müzesi , 1966 yılından beri Sakıp Sabancı tarafından konut olarak kullanılmaktaymış. 1998 yılında içindeki koleksiyon ve eşyalar ile müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Üniversitesi'ne tahsis edilmiş. Modern bir galerinin eklenmesiyle 2002 yılında ziyarete açılmış .
Müzeye girerken arabayı nereye park edeceğimi düşünürken ücretsiz otoparkının oluşu, benim için oraya artı bir puan kazandırdı :) Gişede, öğretmen kartımı çıkaracakken biletleri kesip verdiler. Çarşamba günleri halk günüymüş meğer. Müze ücretsiz geziliyormuş. Sonrasında İpek'i pusetine koyarak müthiş güzellikte olan bahçesinden geçerek içeriye girdik.
Sergi üç katta sergileniyordu. Her kat için asansör oluşu, bizim de gezmemizi kolaylaştırdı. Zaten bu gibi yerlerde çocuklu oluşunuz hiç engel teşkil etmiyor. Bilakis yardımcı olmaya çalışıyorlar.
Sanatçının kullanımda ön planda tuttuğu sarı, kırmızı ve mavi çalışmalarından biri.
İpek kızım sergi boyunca beni hiç rahatsız etmedi. Eserlere bakarken tabii ki onu da ihmal etmiyordum. İlgisini çekecek tonda ve merak uyandıracak cümlelerle dikkatini çekmeye çalışıyordum.
Sofia
Sergi sonrasında kahvelerimizi içmek üzere galeri girişinin üzerinde yer alan restorana uğradık. Müze ziyaretçilerini ağırlayan mekan, "Dünyanın En İyi Restoranı" dahil pek çok ödül kazanmış.
Bugünkü sergi gezimizden de gayet memnun ayrılarak evimizin yolunu tuttuk.
Yorum için açıklama